26 Temmuz 2009 Pazar

cocugunuz internete giriyorsa bu yaziyi mutlaka okuyun

Sokak Çocuklari Rehabilitasyon Dernegi Baskani Prof. Oguz Polat`m 2OO8`de hazirladigi `Çocuklarin Cinsel Sömürüsü` adli rapora göre dünyadaki pornografik site sayisi 4.2 milyona ulasirken, arama motorlarinda pornografik site arama sayisi günlük yaklasik 70 milyon. Ayni raporda pornografik sitelere giris yasinin ll`e düstügü, pornografik sitelere en sik giren yas araliginin 12-17 oldugu da belirtiliyor. Endise verici bu tablo karsisinda anne babalar, internetteyken çocuklarini gözetim altina almaya çalisiyor, hatta kimileri isi çocuklarina bilgisayar ve interneti tamamen yasaklamaya kadar vardiriyor. Pedagog Sevil Gümüs`e göre bir seyi ya-saklamak, yasaklanana ilgiyi arttirdigi gibi çocugun anne babaya olumsuz tavirlar takinma-sina neden oluyor. Sebebiyse, çocugun, kendisine saygi duyulmadigi ve deger verilmedigi düsüncesiyle kizginlik duymaya baslamasi. `Yapilmasi gereken, çocukla iyi Iletisim; kurup, ona mantikli ve tatmin, edici açiklama yaparak birlikte bir karara varmak.`||Amerika Birlesik Devletleri(ABD) menseli uluslararasi güvenlik sirketi Hackersafe`in Türkiye temsilcisi Inan Taptik ise, interneti yasaklamanin bilgi çaginda çocugun gelisimini olumsuz etkileyeceginden, geçerli bir çözüm olmadigini vurguluyor. Önerisi, yasaklamak yerine filtreleme programlari kullanarak çocuklari tüm internetten degil, internetteki zararli sitelerden korumak. Ancak bazen filtrelemenin yetmeyecegi durumlar Için, çocuklarin bilgisayar basindayken sikça kontrol edilmesi ve yas grubuna göre bazi kurallar olusturmak gerektigi uyarisinda da bulunuyor. `Yurtdisinda satilirken üzerinde +7 yas, +15 yas uyarilan yer alan oyunlar internette serbestçe dolasiyor, hiçbir filtreleme programi bunlara erisimi engelleyemiyor. Kan ve siddet gibi unsurlar içeren bu oyunlar belli yas grubu altindaki çocuklari psikolojik olarak derinden yaralayabiliyor.`||Ancak bu kontrolün içerigi ve sinirlari çok iyi belirlenmeli. Iste||www.temizinternet.com||sitesinde yer alan, Radyo Televizyon Üst Kurulu`nun (RTÜK) yas gruplarina göre internet kullanma önerilerinden derledigimiz birkaç tüyo:||10 yasin altindaki çocuklar interneti kullanirken tamamen sizin gözetim ve kontrolünüzde olmali. Çevrimiçi olduklarinda yanlarinda oturun. Yalnizca sizin seçtiginiz siteleri ziyaret ettiklerinden emin olun. Ayrica kendine bir e-posta hesabi edinmesine izin vermek yerine, ona internet servis saglayicinizdan, paylasilan bir aile e-posta hesabi alin.||Internete girdigi bilgisayarin çocugun odasinda degil, evinizin ortak kullanim alani içinde olmasina dikkat edin.||Bilinçli ve güvenli internet kullanimiyla ilgili belli kurallar belirleyin ve pozitif bir tutum Içinde ona anlatin.||Ögretmenleriyle birlikte çocugunuzun yasina uygun, güvenli internet sitelerinin adreslerini belirleyin. Bunlari bilgisayarinizin `sik kullanilanlar` bölümüne kaydedin. Böylece istediginiz zaman bu adreslere kolaylikla erisebilmeniz mümkün olur.||Sizin izniniz olmaksizin adres, okulunun adi ve telefon numarasi gibi kisisel bilgileri internet ortaminda kimseye vermemesi gerektigini ögretin.||Sitelerdeki oyunlara, aktivitelere ve yarismalara katilmadan önce bunlarin yasina uygun olup olmadigi konusunda mutlaka size ve ögretmenine danismasi gerektigini ögütleyin.||Internet sohbetlerinde onlari rahatsiz eden bir davranista bulunmalarini isteyenler oldugu takdirde, sohbeti birakarak hemen size haber vermesini ve olayi anlatmasini isteyin. Ona kizmayin ve size güvenmesini saglayin.||Nasil ki gerçek dünyadaki arkadaslari ve yeni tanistiklari insanlarla ilgili onlarla konusuyorsaniz, çevrimiçi arkadaslari ve etkinlikleri hakkinda da konusun.||Bilgisayara küçük bir program yükleyerek çocuklarinizin internette hangi sitelere girdigini takip edebilirsiniz. Sentinel Professional, Casus Bilgisayar Programi gibi sistemler çocuklarin bilgisayardaki her türlü hareketini kaydediyor.||Çocuklarinizin sakincali sitelere ulasma olasiligini en aza indirmek için kullanabileceginiz filtre programlarindan bazilariysa sunlar: RTÜK tarafindan hazirlanan Gözcü, TTNET Aile Koruma Sifresi, Screen Shirld Anti Porno Programi, Volsoft Web Filtre, CBRWebjin, ErtemsoftAntiporn, Inter Filtre.||(Newsweek)||03 Mart 2009, Sali

Filtre

19 Temmuz 2009 Pazar

can atakli: akp normal bir parti degil

Bu röportaj, aslinda AKP`ye iliskin kararin hemen ardindan yapildi. Ancak bazi teknik sorunlar yüzünden yayimlamakta biraz geç kaldik. Bu yüzden, Can Atakli`dan özür diliyor, mesleki hosgörüsüne siginiyoruz.||AKP`ye yönelik kapatma davasini ve sonucunu konusalim...||Ben kapatilmasinin daha iyi olacagini düsünenlerdendim. Hala da ayni kanidayim. Ama Basbakan ve AKP`nin en tepesi bile kapatilacagina inanmisken, kapatilmayacagini da biliyordum. Ama kapatmama kararini hata olarak degerlendiriyorum||Peki kapatildiktan sonraki dönemi nasil öngörüyordunuz ki?||Kapatildiktan sonraki dönemin korkutuldugu kadar vahim olmayacagini düsünüyordum. Daha düzgün bir siyasi yapilanma içinde AKP`nin de sisteme uyum saglayacagi ve çagdas demokrasiye ayak uyduracak bir yapilanmaya gidecegine inaniyordum. Bence bu firsat kaçmistir. Günlük korkularin etkisiyle çok uzun sürecek bir kaos dönemi baslatilmistir. Bence `AKP`nin kapatilmamasi` yüzünden Türkiye demokrasisi zarar bile görecektir.||Hala kapatilmasi gerektigini düsünüyorsunuz yani....||Evet, çünkü bu bir anda zafer gösterisine dönüstü ve artik Türkiye artik elindeki bütün filtrelerin, Atatürk ilke ve Devrimlerine ve anayasal düzene, ki; ona geliriz... Yani anayasal düzenden kastim, askerin yaptigi önemli olan anayasanin bu ilk üç maddesi ve ilk bölümüdür. Ondan sonraki bölümler her sartta degisebilir. Asker yapabilir, sivil yapabilir o ayri. Ama o ilk üç madde yani giris bölümünde anlatilanlarin korunmasi ve kollanmasindaki tüm filtre ve engeller kalkmistir. AKP bu konuda çok büyük bir zafer kazandigi için, bu hemen `on gün sonra tamam` seklinde olmaz. Önümüzdeki süreçte biz bu kavgayi çok sert bir sekilde yasayacagiz.||Onun disinda AKP`yi nasil bir tehdit olarak görüyorsunuz?||Ben AKP`yi normal bir siyasi parti olarak görmüyorum. Burasi çagdas batili ülkelerdeki ya da demokratik ülkelerdeki gibi bir siyasi parti gibi degil. Içinde manevi duygularin daha agir bastigi, iliskilerin bilime ve beseri sosyal iliskilere göre degil, inançlara ve bu inançlarin olusturdugu bir takim tarikat cinsi yapilanmalara dayandigina inaniyorum, onu görüyorum. Onun içinde normal bir siyaset yapilmiyor. Yani söylemler siyasi gibi gözükebilir. Oradaki tarikatlar, cemaatler, efendim bir takim seyhler, hocalar bunlarin isimlerini baska türlü yazdiginiz zaman ortaya demokrasi gibi bir sey çikiyor. Ama demokrasi degil.||Çünkü demokrasinin temel özelligi olan süphelenme, kuskulanma, sorgulama, elestirme, hesap sorma unsurlarinin hiç biri bugünkü AKP için geçerli degil. Bunlarin hepsi sözde. Tehlikede zaten burada. Sözle bunu beyan ettiginiz zaman ortaya çok parlak bir nutuk çikabiliyor. Ve kimsede itiraz edemiyor.||Zaten benim anladigim kadariyla Türkiye`de bu dini siyasete sosyal yapiyi bilimsel ve mantikli bir sekilde incelemek yerine sloganlar üzerinden gidenler ve kavramlarin söylenis biçimlerine bakanlar bu korkuya kapildilar ya da bu yanilgiya düstüler. Onun için Türkiye sikinti çekiyor. Yani ben AKP`nin söylemine normal bir siyasi parti söylemi gibi bakamadigim için bu tavri aliyorum.||Çünkü gerçekten özellikle tepe yönetimi söyledigi hiç bir seye inanmiyor bana göre. Çünkü hiçbir demokratik anlayisi yok. Hukuk konusundaki düsünceleri çok farkli. Zaman zaman ben gelen tepkilerden de görüyorum.||Cumhurbaskani ile basbakanin arabalarina sahte plakalar takarak bir apartman dairesinde bulusmalarini bile `Canim ne var bunda iki arkadas. Sana ne kardesim. Ister gizli ister açik görüsür` diye degerlendirebilen bu kadar devlet yapisindan, hukuk anlayisindan, demokrasinin islevliginden haberi olmayan bir isim garip bir sekilde demokrasinin sanki ana kaynagiymis, en temsilcisiymis gibi sunuluyor. Sikintiya düsülen bu çünkü buralarda mücadele etmenizde zorlasiyor. Mücadeleyi yapan AKP tarafi bunu sloganlarla ve kliselesmis laflarla yaptigi için itirazda edemiyorsunuz.||Bu kamuoyunu nasil yaratabildiler? Cumhuriyet tarihinde 5 senedir ilk defa iktidar..||Üst üste yapilan hatalarin sonucu oldu. Bu Türkiye`nin geldigi nokta. Herkes yasadigi dönemden bakiyor. Tabi yasadigimiz dönemle bakarsak her sey yaniltici olur. Çünkü bugün yasadigimiz olayin kisa bir süre önce, orta vade de ya da çok daha öncesinden bir takim hazirliklari var. Olan bazi seyler bugünleri hazirliyor. Sirf bugünden bakildiginda söylenenler çok parlak ve itiraz edilemez olabilir ancak uygulamaya bakmak lazim. Uygulamada ben AKP`de demokrasiden yana, hukuku hele üstün tuttuklarini hiç görmedim. En basit örnek Anayasa Mahkemesi karari açiklandiginda tamam artik baltalar bilenecek savas alarmina geçildi diyen bir zihniyetle karsi karsiyayiz.||AKP`ye biat etmis bir medya bu basliklarla çikti. Bu sondur savasacagiz. Neden? Çünkü AKP kapatiliyor. Simdi bütün medya organlarina bakiyorum. Neredeyse Anayasa Mahkemesi hukukun kalesi oldu. Çünkü lehine karar çikti. Buradaki sorun su; ben olaya söyle bakiyorum. Demokrasiye bakis bunlarin hepsini bir kenara birakalim. Ben bu isi bütün namusumla yapiyorum. Soruyorum sorguluyorum elestiriyorum ve hesap soruyorum. Ama is AKP tarafina geçtigi zaman bir bu isi namusuyla ve dürüstlügü ile yapmiyorlar. Sorgulamiyorlar, elestirmiyorlar, hele hesap sormaya hiç yanasmiyorlar. O zaman bu yapi yanlis. Ben de rahatlikla diyorum ki AKP`nin demokrasi ile alakasi yok. Ama demokrasinin bütün kurum ve kuralarini çok iyi bir sekilde kullanip, bunu da çok güzel bir halkla iliskiler çalismasiyla herkese anlatiyor.||Gelelim dünyada son yillarin durumuna... Dünyada son yillarda yapi degisti. Ve bunlarin dagitilmasi çok gelisti. Burada bir tek sey var. Sorunun çözümü bu partinin zihniyetinde çagdaslik yok. Yoksulluk var, yoksullugun nedenleri arastirilmiyor. Yoksulluga direk müdahale etmek istiyorlar. Ne yapiyorlar? Yardim yapiyorlar. Eve pirinç, seker, yag gidiyor. Kömür gidiyor. Hatta hatta evin bir takim ihtiyaçlari karsilaniyor. Istanbul teskilatindan ben biliyorum.||Pek çok partilinin böyle bir takim yoksul semtlere gidip kapi onarimindan buzdolabi tamirine, sofben düzeltmekten bahçeye çiçek ekmeye kadar bir takim yardimlar yaptiklarini biliyorum. Bu ilk göründügünde çok sirin. Çok iyi niyetli harika bir sey. Ama siz bunu devlet politikasi haline getirirseniz. Iste sakinca orda basliyor. Bugün bir takim dernekler bazen sosyetik diye alay ettigimiz yoksullari koruma dernegi gibi seylerle asgari hayatlarina devam etmeleri için bir yardimlasma yolu bulunabilir. Ama siz bunu devlet politikasi haline getirirseniz, o zaman bunun baska bir anlami olur.||Bu halki fakirlestirmek, sonra yardimlarla kendisine baglamak daha sonra da oy almak. Ve ben bunu dolasan bir insan oldugum için, Türkiye`nin pek çok yerinde görüyorum.||Insanlar çalismak yerine yoksul ve gelirli olup yani issiz ve devlet yardimlariyla, iste belediyeler üzerinden yapilan yardimlarla ayakta durup arada yaptiklari kimi yasa disi ya da vergisiz islerle daha rahat yasayacaklarini gördüler.||Yolsuzluklarin aslinda belediyelerle çok ilgisi var.||Çok enteresan bir düzenleme yaptilar. Bir sistem kuruldu ve bununla aslinda belediyeleri devre disi biraktilar. Gida dagitiminda her seyi belediyeler organize ediyor fakat sivil toplum kurulusu görünümlü yan teskilatlarla halka bunlari dagitiyorlar. Simdi halkin bizim su anda konustuklarimizi konusmaya ihtiyaci yok. Öyle bir derdi ve talebi yok. Günlük yasantisina bakiyor. Ve insanlara eger siz hak etmedikleri alin teri dökmeden bir seyler sunmaya baslarsaniz bu onlari tembellige iter. Bu insan dogasinin en önemli özelliklerinden biridir.||Imkanlar ne kadar gelistiriliyor ve bunlarin bedeli ödenmiyorsa siz o kadar bagimli hale gelirsiniz ve onlari yok sayamazsiniz. Az önce söyledigim gibi Anadolu`nun pek çok yerinde insanlar çalismak yerine, is bulamamak ayri is arama temposuna girmedigini anlatmaya çalisiyorum.||Van`da, Gaziantep`te, Adana`da, Iskenderun`da ve en son Bingöl`de gördüm. Çünkü hep bunlari soruyor ve hep bu cevaplari aliyorum. Is arama telaslari bitmis. Van`daki adam bana diyor ki `Burada bir tek yem fabrikasi var. Girersem bana 600–700 YTL maas ödeyecekler. Ama su anda benim 3 çocugum var. Karima yapilan çocuk yardimi, bana yapilan issizlik yardimi ve evime gönderilen erzaklarla beraber toplandigin zaman 900 YTL yapiyor.||Bu da ekonomik bir sikinti yaratti diyebiliriz...||Bunun disinda tam sinir ili olduklari için tam söylememekle beraber bir iki kaçak is yapip 1000 dolar, 2000 dolar cebine attiginda ya da kahvenin oraya takilip da üç bes is yaptigi zaman 1000 YTL`nin üzerine çikan bir gelir var. Bu ona yetiyor.||Çünkü bir takim kaygilari yok. Gazete, kitap okumuyor. Tiyatroya, sinemaya gitmiyor. Tatil ihtiyacini hissetmiyor. Evine sadece video aliyor. Uydu anten aliyor. Film seyredeyim diye aliyor ama gece yarisinda seks kanallarini seyretmek için aliyor. Ya da iste filmleri dizileri seyrediyor. Onun disinda da bir sey olmayinca gayet normal gibi geliyor.||Aksam eve yemege davet edebiliyor mesela ben Van`da böyle bir sey gördüm. O gün kuru fasulye ile pirinç gelmis, aksam da komsulari yemege çagirmislar. Bu tür sosyal seye bile giriyor. Simdi bu hale getirdiginiz zaman. E ben buradan alinan oyu milli irade olarak hatta halkin gerçekten bir siyasi partiyi desteklemesi olarak algilayamiyorum.||O zaman oy kullanmanin veya siyasi mücadele yapmanin anlami kalmiyor. Bugün maalesef siyasette yeni olusumlarda bile bir numara `Sende çalis seklinde, AKP gibi çalis` seklinde bir eylem. AKP nasil ev ev dolasiyor. Sizde bunu yapin. Hayir bunu yapamazsiniz.||Bunun denme nedeni bu örgütlenme biçimini yipratmak için olabilir mi?||Ama onu da yapamazsiniz. Muhalefet bunu söyledigi zamanda insanlarin büyük tepkisi oluyor. Çünkü `Bir kilo pirinç gözüne mi batti?` diyor. Ben bunla bizzat karsilastim. Ankara Büyük Sehir Belediye Baskani bana bunu pat diye söyledi. Can bey dedi `Tabi sizin tuzunuz kuru` dedi. Simdi ben bu demagojiyle nasil mücadele edeyim. Onun için iste kapatma derken belki bunlari sifirlamak. Bir dönem sikinti çekilebilir ama ben Anadolu`da yasayan milyonlarca insanimi ise itemiyorum. Is bulamiyorum diye degil, adam çalismak istemiyor.||Bana bunu anlatanlar bir kisiye iki kisiye dayanmiyor. Epey gözlem yaptim ben. Belki baska is imkâni iyi bir sekilde bulsalar yapacaklar. Ama is aramiyorlar. Ki zaten is yok. Hiç kimse bir sey yapamiyor. Beyinsel olarak artik bir is bulayim derdinde degil. Iktidar olmanin kosulu Istihdam kuracaksiniz Türkiye`nin bir numarali sorunu bu. Ve bunu ekonomiye rantabl biçimde sokacaksiniz. Yoksa is kurmak çok kolay.||Yol yapiyorum, makine kullanmayacagim herkes kazma ile çalisacak dersiniz 10 bin kisi çalistirirsiniz. 500 kisi çalistiracaginiza. Istihdam edecek ve üretime girecek, ondan siz tekrar para kazanacaksiniz.||Bunu yaratmayip bunun yerine en kolayi seçelim ve devlet imkânlariyla yapmaya çalismak ve bunu yaparken de devleti zarara ugratarak yapmak. Gida bankalari dedigimiz sistemde devlet açik bir sekilde zarara ugratiliyor. Nereden ugruyor? Vergi ve KDV`den. Çünkü gida bankasina yapilan bütün yardimlar vergiden düsülüyor ve KDV`si ödenmiyor. O zaman birçok sirketin elde kalmis stoklari, son kullanma tarihi geçmis ürünleri hizla eritme ve bu isin kaymagini yeme, çünkü iktidara karsi çok güçlü hale geliyorsunuz bunu yaparak.||Iktidar diyor ki; kardesim bize 10 bin ton pirinç verdi, seker verdi adam diyor. Çünkü onlarin o oy alma sistemine bir yardimda bulunmus oluyorsunuz. KDV ödemiyorlar, vergiden düsüyorlar, üstelik bunu maliyetlerine de yansitiyorlar. Öbür taraftan da baska islerini hükümete karsida daha cazip hale geldikleri için baska islerden de kotariyorlar. Alan, satan memnun oluyor yani. Aradaki halkada diyorsunuz ki sen karisma, fakirsin ama bu sefer bir baban var. Eskiden de fakirdin kimse sana dönüp bakmiyordu. Simdi ben bakiyorum. Buradan oy aliyor.||Simdi bunu diger partilere önermek cinayet. Yani bugün CHP niye yapmiyor? Bir bilimsel olarak, sosyal olarak demokrasi ve hukuk açisindan bunu yapmamak gerekiyor. Iki bu imkânlari devletin bütün gücünü elinde tutan iktidarlar becerebilir. Bugün CHP nerden bulacak. Her hafta içinde 2 kg pirinci, 2 kg nohutu, bulguru, yagi hatta eti olan koliler hazirlasin mümkün mü? Ancak çok lokal yapar.||Bakirköy ilçesinde birkaç zengin adam vardir. Simdi ramazan geliyor. Ramazan çadiri yapiyorlar, 30 gün yemek dagitiyorlar parasi ancak yetiyor. Onu sürdüremezsiniz ki. Yani insan kendi evine bile her ay düzenli bir sekilde su alicam derse maliyete bakiyorsunuz olmaz. Kuskularim o yüzdendi o yüzden hep karsi çiktim. Kapanmasi bu açidan iyi olacakti. Yeni kurulacak olan olusumlar, AKP`nin de yön degistirmesi sadaka ekonomisini, fakirlestirip oya bagli hale getirme ekonomisini terk ederdi. 2-3 yil ülke sikinti çekerdi, biraz siyasi çalkanti olurdu, ama rayina otururdu. Bundan sonra rayina oturmasi bana çok daha zor görünüyor.||SALI: `MEDYANIN SIYASET YAPMASI NORMAL`||`BU SISTEMI KORUYACAK FILTRE KALMADI`

Filtre

7 Temmuz 2009 Salı

uv filtresi olmayan gunes gozlugu almayin

Yeditepe Üniversitesi Göz Hastanesinden Yrd. Doç. Dr. Altunsoy, günesten dünya yüzeyine yansiyan ultraviyole isinlarin yaniklara, degisik deri kanserlerine ve gözle ilgili bazi hastaliklara yol açabildigini bildirdi.||Günes gözlügünde ultraviyole koruma faktörünün önemi||Ultraviyole isinlarin korneada kurumaya bagli enfeksiyonun yani sira batma, kasinti, yanma ve kanlanmaya neden oldugunu belirten Altunsoy, açiklamasinda sunlari kaydetti:||'Bu isinlar gözde kalici hasarlara neden olabilir. Saydam tabakada, uzun süreli ultraviyole isinlara maruz kalma sonucunda kalinlasmalar görülür. Bu olusumlar gözün beyaz zarinda sarimsi, kanlanmis nokta veya lekeler olarak izlenir. Birçok klinik gözleme göre, uzun süreli günes isinlarina maruz kalmanin katarakt olusumuna etkisi oldugu iddia edilir. Yine ultraviyole, gözün retina tabakasinda isi veya isik etkisiyle hasar yapabilir.'||Gözde meydana gelebilecek hasarlara karsi ultraviyole isinlarindan nasil korunulacaginin iyi bilinmesi gerektigini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Muhsin Altunsoy, 'Günes gözlügünün yüzde 100 ultraviyole koruma faktörlü olmasi gereklidir. Özellikle de açik tenli ve açik renk gözlü kisilerle açik ve günesli ortamlarda çalisanlar daha çok dikkat etmelidir' dedi.||(||Önce Vatan Gazetesi) -

Filtre

24 Haziran 2009 Çarşamba

zamdan once son firsat

OTOMOTIV sektörü, küresel krizle birlikte geçen hafta içinde kurlarda yasanan artis firtinasinda sakinligini korudu. `Panik havasindan` uzak bir görüntü sergileyen sektör, kampanyalarini artirarak sürdürüyor. Ancak piyasadaki gidisata göre `zam karari` verecek olan sektörde kurlarin bu seviyelerde kalmasi durumunda zamlarin baslamasi kaçinilmaz olacak. Kasim ayi basina kadar ise zam görünmüyor. Ilk etapta kur artisinin araç fiyatlarina yüzde 3-5 arasinda zam olarak yansimasi bekleniyor.||Piyasada mevcut kampanyalar ise devam ediyor. Hatta geçen hafta sona eren Autoshow Fuari`na özel baslatilan kampanyalarin kapsami da genisledi. Ekim ayina kadar sürecek olan kampanyalarda, zam bir yana fiyat indirimi bile yapiliyor. Sözgelimi Peugeot bazi modellerinde bin YTL indirime gitti. Öte yandan kurlarda yasanan yükselis piyasaya çikma asamasinda olan modellerin fiyatlarini belirlemek konusunda otomotiv firmalarini zor durumda birakti. Özellikle geçen hafta sona eder Autoshow Fuari`yla birlikte piyasaya çikan birçok otomobilin hemen önümüzdeki ay zam görmesi bekleniyor.||Kampanyalar genisledi||PEUGEOT`NUN Autoshow`a özel olarak sundugu avantajlar ekim ayi sonuna kadar yeni kosullarla devam ediyor. 407, Bipper ve Partner Origin`de arti bin YTL indirim sunuluyor. 407`de 5 bin 500 YTL`ye, Bipper`de ise 2 bin YTL`ye varan indirim var. Bipper 18 bin 240 YTL`den, 407 modeli 44 bin 100 YTL`den, Partner Origin ise 23 bin 15 YTL`den baslayan fiyatlariyla satiliyor.||FIAT Fiorino ve Doblo satin almak isteyen vergi levhali tüm tüketicilere, yüzde 0 faizle 12 bin YTL`ye kadar 12 ay vadeyle kredi kullanma imkani içeren özel avantajlar sunuluyor.||RENAULT`NUN 3 Kasim`a kadar sürecek kampanyasinda 2 bin 500 YTL`ye varan takas indirimi yapiliyor. Mégane Sedan Authentique 1.4 16V versiyonu 28 bin 300 YTL, Clio HB Authentique 1.2 16V versiyonu 25 bin 200 YTL`ye satiliyor.||NISSAN 31 Ekim`e kadar X-Trail için 20 bin YTL`ye 12 ay yüzde 0.99 faiz, Qashqai 2.0 lt için 15 bin YTL`ye 12 ay yüzde 0.99 faiz, Note için 10 bin YTL`ye 12 ay yüzde 0.99 faiz uyguluyor.||HYUNDAI Accent Era benzinlide 800, dizelde bin 300 YTL indirim var. Getz dizel bin 100, H-100 kamyonet 500 YTL indirimli.||TOYOTA Corolla 2 bin YTL, Auris bin 500 YTL, Avensis 4 bin 900 YTL, Yarisise 2 bin YTL`ye varan indirimlerle satisa sunuluyor. RAV4`te ise 6 bin 300 YTL indirim var. Auris ve Yaris modellerinde bir yillik `özel Toyota kasko poliçesi` de hediye ediliyor.||LEASEPLAN, Volkswagen Polo 1.4 80 HP Trendline`i 60.000 km. için geçerli olmak üzere 36 ay boyunca aylik 296 Euro`dan baslayan fiyat seçenekleri ile kiralama avantaji sunuyor.||MICHELIN`IN lastiklerde dogru hava basinci aktiviteleri genisliyor. Etkinlikler 27-31 Ekim`de Istanbul Avrupa`da, 5-7 Kasim arasinda Ankara`da, 10-11 Kasim`da Istanbul Anadolu`da, 13-14 Kasim`da Bursa`da ve 19-21 Kasim`da Izmir`de gerçeklestirilecek.||VOLVO Kamyon, filtre kampanyasi düzenliyor. Kampanyada yag, filtre ve filtre degisim isçiliklerinde indirim yapiliyor.||Opel 2009`da 5 bin Insignia satacak||Opel, Vectra`nin yerini alacak olan Insignia için iddiali hedefler koydu. Insignia ocak ayinda piyasada olacak.||OPEL`IN üst segmentteki temsilcisi Vectra`nin yerini alacak olan Insignia, sinifinin en önemli oyuncularindan biri olmaya hazirlaniyor. Türkiye`de ilk kez Autoshow Fuari`nda tanitilan Insignia, Ocak 2009`da piyasaya çikacak. Ön satisina baslanan modelin fiyati ise kur artisi nedeniyle net olarak belirlenmedi, ancak 49 bin ile 50 bin YTL arasinda olacagi belirtildi. Opel`in yeni yüzünü yansitan Insignia, üst-orta sinif sedan sinifina spor coupe tasariminin basarili bir uygulamasi olarak öne çikiyor. Insignia, dört tekerlekten çekis, aktif sasi ve 7 farkli motor seçenegi ile segmentinin iddiali oyuncularindan olmaya hazirlaniyor. GM Türkiye Genel Müdürü Özcan Keklik, Insignia`nin markadaki degisimin ilk temsilcisi oldugunu söyledi. 2009`da 5 bin Insignia satmayi planladiklarini ifade eden Keklik `Bu sinifta Vectra`da oldugu gibi liderligi tekrar ele geçirmeyi hedefliyoruz` dedi.||TEKNOLOJISI DIKKAT ÇEKIYOR||INSIGNIA teknolojik yenilikleriyle de dikkat çekiyor. `Opel Eye` sistemi yol isaretlerini hem okuyabiliyor hem de hafizaya alabiliyor. Sürüse duyarli ön farlar sürüs güvenligini arttiriyor. Türkiye haritasi entegre Navigasyon sistemi de bu sinifta ilk defa olacak.||VW`den Türkiye`ye özel Transporter||VOLKSWAGEN tarafindan sadece Türkiye`ye özel üretilen Transporter`in yeni versiyonu Sportline satisa sunuldu. Ürün çalismalari 6 aydan fazla süren Transporter Sportline, Alman üreticinin tek bir pazara özel olarak seri üretime aldigi ilk model olma özelligini tasiyor. Yeni Transporter Sportline 46 bin 687 YTL.||Suzuki SX-4`e otomatik versiyon||SUZUKI SX-4`ün HB versiyonu, otomatik vites seçenegiyle satisa sunuldu. SX-4`ün yeni versiyonu 31 bin 50 YTL fiyat etiketine sahip.

Filtre